11/24/2009

Sevmedim, sevemedim.



Bayramların mutluluk, huzur, barış, bolluk ve bereket getirmesini diler insanlar. Bayram namazından sonra doğru eve gelirdik kimse ile bayramlaşmazdık, aile büyüklerinin ellerini öpmeden. Önce babamı beklerdik sırası ile el öper, hayırlar alır nice bayramlar dileğini suvardık yüzlere. Hiçte gülen gözler görmezdik; Hepsi buğulu bulutlu...


Mezarlıklar ziyaret edilir. Dualar, ayetler okunurdu cevşenler den. Acıları yüzlerinde eve gelirlerdi büyükler. Tebessümleri biraz toparlasa da yüzlerini, o ezik özlem dolu bakışları birden değişirdi. Geçmiş, çocuklukları, kaybettikleri, özledikleri ve hatta hataları bir bir yüzlerinden akar, eskimişliklerini iç çekişlerle geçiştirirler di.
Kurbanlık pazarlarını gezerdik babamla.
Cebine koyduğu dilinden, dişinden artırdığı üç kuruşu bir koyuncağız a yada keçiye sererdi. Ortak kurban kesmek istemezdi. Pay ederken sefili parçasında ortağının gözü kalırsa hak geçer derdi. Bayramlaştıktan sonra ibadet gereği kanını akıtırdı. Ağlardı için için sesi titrer gözleri kızarır sâlavat boğazına düğümlenirdi. Canı çıkınca hayvanın yanaklarına yaşlar süzülürdü Nazlı beyin. Cana kıymak ne zor görürdüm. Şimdi ise sevemiyorum bayramları. Bir sıkıntı basıyor içimi. Kimse ile konuşmak bayramlaşmak gelmiyor içimden. Hatta yazmakta istemiyorum......Yok yazacağım.