9/29/2009

inanç güven ve peri tozu







Ram alalım, Ram verelim bilgisayara can verelim...


Korkmayın teknolojik şeylerden bahsetmeyeceğim.

Ram nedir? Bilgisayarlarımızın biz insanları yormaması ve de deli etmemesi için, makinedeki kasılmaları, duraksamaları duymadan rahat çalışabileceğimiz ortam yaratmaya yarayan geçici hafızalar. Bu geçici hafızalar insanoğlunda da var. Bizim insanımızda bir hayli fazla… dün ne yediğimi hatırlamıyorum örneğin.

Benim bir kızım, birde oğlum var. Kızım Yosun Derin, oğlum Asus R1E. İnsan evladı için hep dahasını ister. Kızım için huzur, sağlık ve şans, oğlum için ise sadece 4 GB Ram istedim. 2x2 OCZ. Onun için de sağlık ve şansı eklemeliydim... Rami araştırdım. Sipariş verdim. Biraz gecikmeli olarak geldi. (Marka ismi vermekte problem görmüyorum. OCZ İyi bir markadır. Enteresan ürünleri vardır.) Ramleri açtım taktım bir heyecan bir sevgi dalgası ve dumur…


ekran mavi, benim surat kırmızı, bir morluk ki, sormayın. Bir gece boyunca onları makinelere takıp çıkara nevrim döndü. Ramlerin arızalı olduğu kanaatine vardım iade ettim…..

Hemen ardından. Bir problemle karşılaşır karşılaşmaz genelde yaptığım şeyi yaptım. Üretici firmaya ulaşıp hatayı rapor ilettim. Bilgisayarımla tam uyum içinde olduğu, neticesi olarak; fabrikada bunların test edildiği, taklitlerin piyasada olabileceğini. Yada nadiren arıza çıkarabilecekleri bilgisine ulaştım.

Bu bilgiler ışığında iade talebinde bulundum. Böyle bir talepte de bulunmak gerekiyormuş. Türkiye de ayıplı mal aldığınızda bol özür dilerim ekli mailler alıyorsunuz. O kadar çok ki kendinizi artık suçlu hissediyorsunuz. Ve genelde mailler içerisinde sizin probleminizi çözecek bir kelime barınmıyor. İade almamak için bir sizi öpmedikleri kalıyor.

Neyse !

Ürünü satan siteden net bir cevap hiçbir zaman alamadım. Netice iade olmadı servise gitti 20 gün el öpüp bayramlaştıktan sonra bir problem olmadığı raporu ile eve geri döndü. Ramlerden biri değişmiş, Çipleri kare idi gezerken dikdörtgen oluvermiş. Neyse çalışsa hiç gücenmeyecektim. Hafta sonu olması münasebeti ilede kimseye ulaşamadım. İtalatçı firmaya

Alışveriş yaptığım firmaya ve üretici firmaya mailler attım.

Cevaplar ilginçti. Ve bir kez daha inanç, güven ve peri tozu üçgenine takıldı.

Bir sürü yazışmadan sonra satan firma ithal eden firma ile görüşmemi önerdi. İthal eden firma bir dizi öneride bulundu; ayarları yapın, takın çıkarın. Hiç yüksünmeden istenilenleri yaptım hatta fazlasını yapıp bir rapor daha çıkardım. İthalatçı firmaya yolladım. Satan firmadan da Hala bir cevap gelmedi bekliyorum.firma ismi vermeyim ama. Hepsi bir arada bir şey işte.

Üretici firma ise çok net bir ifade ile hiçbir açıklama istemeden Hollanda şubesine ramleri postalayın. Size yeni ram gönderelim cevabını verdi.
Marka kültürü olsa gerek diye düşünüyorum. Bir türlü edinemediğimiz. Marka ahlakı diyelim. Ramleri nereden aldın, faturan varmı, servis raporun varmı diye sormuyor. Orjinalmi diye sormuyor. Çözüm için günlerce beklemiyorsunuz. Ertesi gün çözümü ile karşınızdalar. OCZ ye ve  Eric Ryder e teşekkür ediyor nazik ince tavrı için.

Avrupa firmaları dediğimizde insanlar kızıyorlar. Bizimde firmalarımız var diye dikleniyorlar. Lakin bizim firmalarımızın peri tozu yok.

Türkiye deki bir çok firmanın bu kültüre yaklaşamadığını bilmek üzücü.

Teknolojiden bahsetmeyecektim ama bir ton kafa şişirdim dimi.

(Kedi sofrasında bu gün bu vardı. Çıkacak ders. İlk önce üretici firma aranacak.
böylece bir ay beklemek zorunda kalmayacaksınız.)


2 yorum:

Zehra Gürgen dedi ki...

Afferin aşkıma :)
ama bu firmayada bir ders lazım !!

Zehra Gürgen dedi ki...

Afferin aşkıma :)
ama bu firmayada bir ders lazım !!