9/22/2009

Yarışmanın Ardından


Tamek’ e teşekkür ediyorum. Yarışma davetleri ve yarışma paketlerinden ötürü. Yarışma bitti. Eğlenceli bir yarışmaydı. Elli küsur senedir bu ülkede raflarda durabilmek büyük bir özveri ve özen gerektiriyor olsa gerek. Bu nedenle de kutluyorum, Tamek’ i. Bu denli köklü bir firmayı eleştirmek haddim değil. Ama yarışmaya yönelik bencil düşüncelerimi de yazmak istedim.





Ülkemin insanı kendi soğan ekmek yese de gelen misafirin tabağını hep dolu tutmuş. Anadolu’nun toprakları onlarca leziz kültürü bir arada harmanlamış. Ama bir türlü mantıdan ve kebaptan öteye geçememiş. Yanlış anlaşılmak istemem kebap ayrı bir hüner gerektiriyor. Yöresel yemekleri asla kötülemek istemem. Onlar bu ülke mutfağının en değerli varlıkları. Ahkâm kesecek değilim. Buna ne bilgim yeter nede zamanım. Ama gelişmesi gereken bir mutfağımız var diye düşünüyorum. En azından imameye ulaşmak adına araştırılması yemeklerin köklerine inilmesi taraftarıyım. Ki; baklava gibi başkasına kaptırmayalım hüneri.

Örneğim Mevlevi sofrası enteresandır. Anadolu’nun farklı yerlerinde olmalarına karşın benzerlikleri çok ama ayrıştıkları nokta keskindir. Bir kısmı balık yemezken ( cinselliği tetiklediği düşündükleri için haram kabul ederler.) diğer bir kısım sofrasından eksik etmez. Bunların keyif verici konular olması başka. Asıl özü bu yemeklerin kimler tarafından nasıl yapıldığı, nasıl sunulduğu, sofra adabı, bu kültün günümüze taşımış hali ve çeşitliliği.

Yarışamaya katılırken de aslında bunlarla yarışacağımı düşünmekteydim. Yüzlerce yemek arasından bir kumpirle yarışacağım aklımın ucundan bile geçmedi. Kimseyi incitmek dürtmek değil maksadım. Misafir sever bir ülke olarak, akşam yemeğinde misafirimizi bir kumpirle karşılamayız. Bu nedenle bunun bir yemek olduğunu düşünmüyorum. Bunun yanına da sofraların kralları da yok değildi. Hünkar beğendi, Mantı, içli köfte, yaprak sarma ve kabak çiçeği dolaması (kabak çiçeği dolaması favorilerimin arasında)…

Zehra’nın turtasından sonra ki favorim, reyhan hanımın madımak yemeği oldu. Rakipsiz, sade, samimi ve temiz. Yufka ekmekle ile misafire sunulabilecek daha samimi daha candan ve sıcak bir yemek düşünemiyorum. Bizden Anadolu dan bir yemek. Tebrik etmek istiyorum reyhan hanımı da. Birbirlerine çok yakın tarifler var. Bu tariflerin hangisinin daha leziz olduğunun karar merciği elbette ki ustalar. Hünkâr beğendi nin, bu kadar yıl saray mutfaklarını süslemesin ardından başına gelen değişikliğe de üzülmedim desem yalan olur. Sunumu hazırlanışı bir töreni andıran bu yemeğin, tavuk etine ve kıymaya kalması düşündürücü.

( Geh advlet-i cihandan eder cehl behreyab.

Geh lokma-i aşadan eder akl binasib. Ziya pş.)

Lokma lezzetli olmalıdır. Lokmayı almadaki hevesimiz ise açlığımızdır elbet, ama önce gözlerin doyması evladır. Misafir ağırlarken de her şeyi sofrada tas tamam etmezsiniz. Önden lokmalık şeyler sonra çorba onun ardından ana yemek, salata ve içecek ardından tatlı yada meyve ve nihayette kahve yahut çay ikram ederiz. Yarışmanın da kategorilere ayrılmasını ummuştum. Tatlı ile salata aynı yarışmada biraz abes kaldığı düşüncesindeyim.

Son olarak eklemek istediğimde son hafta tarif yükleyen yarışmacıların diğer yarışmacılara kıyasla daha şanssız olması. Halk oylamsı ile yarışmaya katılımın eş zamanlı olması talihsizliği diye düşünüyorum. Başka talihsizlikte arkadaşlarımızın mail adresleri ile üçüncü şahısların üye olunup oy kullanılabiliyor olması. Yani ne kadar çok mail adresi elde ederseniz o karadar çok oy kullana biliyorsunuz.
Yarışmaya katılan herkesi tebrik ediyorum.
"Sürçili ihsan ettiysem affola."
Not: ( Konserve tüketen bir aile olmadığımız için konserveler hakkında iyi yada kötü diye bir eleştirim yok. Ama Tamek in domates suyunu çok beğendim. İçim olarak çok lezzetli vede domates çorbası güzel oluyor.)

1 yorum:

Zehra Gürgen dedi ki...

Bu kadar iyi ifade edebilirmiydim bu yarışma ve yemek kültürü ile ilgili dşüncelermi ? Hayır!